Duygusal dayanıklılık nasıl arttırılır ?

Defne

New member
Duygusal Dayanıklılığını Artırmak: Bir Hikaye Üzerinden Öğrendiklerim

Bir arkadaşım bana geçenlerde şunu söyledi: "Hikayeni paylaş, belki birileri senin gibi düşünüyor ve belki de senin gibi hissediyor." O an düşündüm de, belki gerçekten paylaşmak faydalı olur. Bu yazımda, duygu yönetimi ve dayanıklılığı konusunda yaşadığım bir deneyimi, bir hikaye üzerinden anlatmaya karar verdim. Belki siz de benzer bir durumla karşı karşıyasınız ve bu yazı, bir nebze olsun ilham verir.

Hikayenin Başlangıcı: Yaşamın İçindeki Zorluklar

İsmim Erdem. Bir sabah iş yerime gidiyordum, telefonum çaldı ve hayatımın en beklenmedik haberini aldım: Annemin sağlık durumu ciddi şekilde kötüleşmişti. O an hiçbir şey hissetmedim. Sadece bir boşluk, bir şeylerin eksik olduğunu düşündüm. O kadar büyük bir boşluk ki, ne yapacağımı bilemedim. Hızla iş yerimden çıkıp, hastaneye doğru yola koyuldum.

O yolculuk boyunca, hayatın ne kadar kırılgan olduğunu düşündüm. Annem için korkuyordum ama aynı zamanda, bunu nasıl üstesinden geleceğimi bilmediğimi de fark ettim. İnsan bir anda duygusal olarak yıkılınca, ne yapacağını bilmek çok zor oluyor. Bunu düşündüm, sonra gözümün önünde hayatımda hep bana destek olan ve duygu dünyamı şekillendiren bir diğer figür belirdi: Ayşe.

Ayşe’nin Empatik Bakışı: Kadınların Duygusal Gücü

Ayşe, eşim. Onunla çok farklı bir şekilde bağ kuruyorum. Zaten uzun zamandır, onun duygusal zekasına hayran kaldım. İhtiyacım olduğu her an, onun sakinliği ve empatisi, bana güç verdi. Ayşe'nin en belirgin özelliği, olaylar karşısında duygusal açıdan sakin kalması ve bu sakinliğiyle başkalarına da yardımcı olmasıdır.

Annemi hastaneye götürürken, Ayşe'nin bana olan yaklaşımını düşündüm. Hemen mesaj attım: “Ayşe, çok kötü hissediyorum. Annemin durumu kötüleşiyor.” Mesajı attıktan sonra kısa bir süre geçti, telefonum çaldı. Sesinden anlaşılıyordu, endişelenmişti ama sakinliğini koruyarak bana şöyle dedi: “Biliyorsun ki ne olursa olsun seninle birlikteyim. Şu anda buna nasıl yaklaşmak istediğini düşün. Güçlü olman, senin ve annem için çok önemli.”

O an, Ayşe'nin söyledikleri beni gerçekten etkiledi. Başka birinin böyle bir durum karşısında ne kadar rahat olabileceğini düşünmüyordum. Ayşe'nin yaklaşımı, bana şunu öğretti: Duygusal dayanıklılık, sadece kendine güvenmekle değil, başkalarının duygusal yüklerini taşımayı ve onları anlamayı öğrenmekle de ilgilidir.

Erdem’in Çözüm Odaklı Düşüncesi: Erkeklerin Stratejik Yaklaşımı

Ayşe'nin mesajı bana çok şey söyledi. Ama ben bir erkeğim ve bir çözüm odaklı insan olarak, bu tür duygusal krizlerin hemen ardından çözüm bulmaya başlarım. Çalışmalarımda genelde bir sorunu analiz edip, stratejik bir şekilde ilerlemeyi tercih ederim. Ayşe'nin bana destek olduğu o an, duygusal olarak biraz daha rahat hissetmeme sebep olmuştu ama aklımda hala bir çözüm arayışı vardı.

Hastaneye vardığımda, annemin odasına girdiğimde ilk olarak şunu düşündüm: “Şimdi ne yapmalıyım?” Ne de olsa duygusal dayanıklılığı arttırmanın bir yolu da, sorunları mantıklı bir biçimde ele alabilmekten geçer. Hemen doktorla konuştum ve annemin tedavi süreci hakkında detaylı bilgi aldım. Yine de, o kadar çok duygusal yük vardı ki, sadece çözüm odaklı düşünmek yetmiyordu. Ayşe'nin empatik yaklaşımının ve duygusal desteğinin eksikliğini hissettim.

Duygusal Dayanıklılığı Arttırmak İçin Dengeyi Bulmak

İşte o anda fark ettim: Duygusal dayanıklılık, sadece empatiyle ya da çözüm aramakla ilgili değil, ikisinin bir dengesini bulmakla ilgili. Ben çözüm odaklıyım, ama Ayşe’nin empatik yaklaşımının gücünü de takdir ediyorum. İkisini birleştirerek duygusal dayanıklılığımı artırabileceğimi fark ettim. Kendime, “Hem güçlü olmalı hem de duygusal olarak yıkılmamayı öğrenmeliyim,” dedim.

Bir süre sonra annemin tedavi süreci düzenli hale gelmeye başladı. Ben ise hem günlük işlerimi hallediyor hem de ailemle daha çok vakit geçiriyordum. Bir yandan iş stresinden uzaklaşmak için başımı eğip çalışırken, bir yandan da aileme daha yakın oluyordum. Ayşe'nin benimle her zaman ilgili olması, beni duygusal anlamda toparlayan en önemli faktördü. Kendisinin duygusal zekası ve benzer krizlere nasıl stratejik yaklaşabileceği hakkında daha çok şey öğrenmeye başladım.

Sonuç: Duygusal Dayanıklılığımızı Artırmak İçin Ne Yapmalıyız?

Duygusal dayanıklılığımızı artırmak, sadece zihinsel bir güç meselesi değil, aynı zamanda duygusal zekamızı nasıl geliştirdiğimizle de yakından ilişkili. Erkekler genelde sorunlara çözüm bulmayı tercih ederken, kadınlar daha çok empatik bir yaklaşım sergiliyor. Ama bu iki yaklaşımı birleştirerek daha güçlü, daha dayanıklı bireyler haline gelebiliriz.

Eğer duygusal dayanıklılığınızı artırmak istiyorsanız, çözüm arayışına girerken aynı zamanda çevrenizdeki insanlara empatik bir şekilde yaklaşmayı öğrenin. Birbirinizin duygusal yüklerini paylaşın ve stratejik adımlar atarak, hem başınıza gelen zorluklarla baş edebilir hem de hayatınıza anlam katabilirsiniz.

Hikayemde olduğu gibi, hem çözüm odaklı hem de empatik olmak, zorlukların üstesinden gelmek için en güçlü strateji olabilir.