İsrail'I Tanıyan Başbakan Kim ?

Bengu

New member
İsrail'i Tanıyan Başbakan Kim?

İsrail'in kuruluşu 14 Mayıs 1948'de gerçekleşti ve bu tarihten itibaren Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkiler zaman zaman inişli çıkışlı bir seyir izlemiştir. Türkiye, 1949 yılında İsrail’i tanıyan ilk Müslüman ülke olma unvanını kazanmıştır. Ancak, İsrail’i tanıyan ilk Türk başbakanı, 1990'lı yıllarda iktidarda bulunan Tansu Çiller’dir. Çiller, dönemin başbakanı olarak, İsrail ile diplomatik ilişkiler kurulmasına öncülük etmiş ve bu adımı atarak Türkiye’nin dış politikasında önemli bir dönüm noktasına imza atmıştır.

Türkiye ve İsrail Arasındaki İlk Diplomatik İlişkiler

Türkiye Cumhuriyeti, 1948 yılında İsrail Devleti’nin kuruluşunun hemen ardından, henüz Cumhurbaşkanı İsmet İnönü dönemindeyken, İsrail’i tanımış ve iki ülke arasında resmi ilişkiler kurulmaya başlanmıştır. Ancak, bu ilişkiler zaman içerisinde bazı siyasi, kültürel ve dini farklılıklar nedeniyle sarsılmıştır.

İsrail ile diplomatik ilişkiler kurulduktan sonra, Türkiye, İsrail’in Ortadoğu’daki varlığını tanımış, ancak Arap ülkeleriyle olan ilişkilerini de göz ardı etmemek için zaman zaman denge politikası izlemiştir. Türkiye’nin bu dengeli yaklaşımı, İsrail ile ilişkileri koparmadan sürdürmeye çalışırken, aynı zamanda Arap ülkeleriyle de iyi ilişkiler kurmasına olanak sağlamıştır.

Tansu Çiller ve İsrail İle Yönelik Politikalar

1990’lı yılların başında, Türkiye ve İsrail arasında ilişkilerde bir dönüm noktası yaşanmıştır. Dönemin başbakanı Tansu Çiller, İsrail’le ilişkilerin daha da pekiştirilmesi gerektiğini savunmuş ve bu doğrultuda bir dizi diplomatik adım atmıştır. Çiller’in hükümeti, özellikle İsrail ile ekonomik ve askeri ilişkilerin artırılması gerektiğini vurgulamış ve İsrail ile Türkiye arasındaki ilişkilerde yakınlaşma süreci başlamıştır.

1996 yılında, Tansu Çiller’in başbakanlık görevini sürdürdüğü dönemde, Türkiye ile İsrail arasında askeri işbirliği anlaşması imzalanmış, bu dönemde iki ülke arasında gizli askeri anlaşmaların da yapılması söz konusu olmuştur. Çiller, bu dönemde Türkiye’nin ulusal çıkarlarını gözeterek, İsrail ile güçlü bir stratejik ortaklık kurmaya çalışmıştır. Bu adımlar, Türkiye’nin güvenlik kaygıları ve Orta Doğu’daki jeopolitik durumu göz önünde bulundurularak atılmıştır.

İsrail İle Diplomatik İlişkilerin Gelişmesi

Tansu Çiller’in başbakanlığı dönemi, Türkiye ve İsrail arasındaki diplomatik ilişkilerin oldukça ileri bir seviyeye gelmesini sağlamıştır. İsrail ile yapılan askeri anlaşmalar, aynı zamanda ekonomik ve ticari ilişkilerin gelişmesine de zemin hazırlamıştır. Bu dönemde İsrail ile Türkiye arasındaki ticaret hacmi önemli ölçüde artmış, Türkiye İsrail’den askeri teknolojiler ve savunma sanayii ürünleri alırken, İsrail de Türkiye’den çeşitli doğal kaynaklar ve tarım ürünleri temin etmiştir.

Tansu Çiller, İsrail’e yakınlaşma politikasını sürdürürken, bu ilişkileri aynı zamanda Türkiye’nin Batı ile olan bağlarını güçlendirme stratejisinin bir parçası olarak görmüştür. Çiller, Batılı ülkelerle ilişkilerdeki kopuklukları telafi etmeye çalışırken, İsrail ile daha yakın bir işbirliği içinde olmanın Türkiye için stratejik faydalar sağlayacağını belirtmiştir.

Tansu Çiller'in İsrail Politikalarının Eleştirisi

Tansu Çiller’in başbakanlığı döneminde, İsrail ile yakınlaşan ilişkiler, bazı çevreler tarafından eleştirilmiştir. Özellikle, Türkiye’nin Orta Doğu politikası bağlamında, İsrail ile artan askeri işbirliği, bir dizi protestoya ve tepkilere yol açmıştır. İslamcı ve milliyetçi kesimler, İsrail ile yapılan bu anlaşmaları, Türkiye’nin Arap dünyası ile olan ilişkilerini zedeleyen bir adım olarak görmüşlerdir.

Bu eleştiriler, aynı zamanda Türkiye’nin iç politikada, farklı kesimler arasında bir kutuplaşma yaratmasına da yol açmıştır. İsrail ile yapılan gizli anlaşmalar, özellikle 1990’ların sonlarında, kamuoyunun gündeminde büyük yer tutmuş ve Türkiye’nin dış politikasındaki bu yön, tartışmalara neden olmuştur.

İsrail İle İlişkilerin Geleceği ve Dönemin Ardından Gelen Değişiklikler

Tansu Çiller’in başbakanlık dönemi, 1997 yılında sona ermiş olsa da, onun İsrail ile kurduğu diplomatik ilişkiler, sonrasında gelen hükümetler tarafından da devam ettirilmiştir. 2000’li yıllarda, İsrail ile ekonomik ve askeri ilişkiler artarak devam etmiştir. Ancak, bu ilişkiler zaman zaman krizler yaşamış ve Türkiye’nin iç politikası ile bölgesel durumu etkileyen birçok faktör, İsrail ile olan ilişkileri zaman zaman zorlaştırmıştır.

Özellikle, 2000’lerin ortasında, AK Parti hükümetinin iktidara gelmesi ile birlikte Türkiye’nin Orta Doğu politikası değişmeye başlamış ve İsrail ile olan ilişkilerde daha temkinli bir yaklaşım benimsenmiştir. Bu dönemde, Filistin sorunu ve Gazze’yle ilgili yaşanan olaylar, Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerde gerginliklere neden olmuştur.

Tansu Çiller’in İsrail Politikası Sonrası Değişen Dönem

Tansu Çiller’in başbakanlık yaptığı dönemde atılan adımlar, Türkiye ve İsrail arasındaki ilişkilerde bir temel oluşturmuş olsa da, 2000’lerin başından itibaren yaşanan olaylar, iki ülke arasında zaman zaman gerilimlere yol açmıştır. Özellikle Filistin sorunundaki farklı bakış açıları, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları ve bölgesel güvenlik politikaları, iki ülke arasındaki ilişkiyi etkilemiştir.

Sonuç olarak, İsrail’i tanıyan ilk Türk başbakanı Tansu Çiller, Türk dış politikasında önemli bir dönüm noktasına imza atmış ve İsrail ile ilişkilere yeni bir boyut kazandırmıştır. Ancak, bu politikalar zaman içinde eleştirilmiş ve çeşitli krizlere neden olmuştur. Türkiye’nin İsrail ile ilişkileri, her dönemde farklı iç ve dış dinamikler ışığında şekillenmiş ve şekillenmeye devam etmektedir.

Sonuç

İsrail’i tanıyan ilk başbakanın Tansu Çiller olduğu tarihi bir gerçek olmakla birlikte, İsrail ile Türkiye arasındaki ilişkiler, 1990’lı yıllardan bu yana birçok aşamadan geçmiştir. Çiller’in başbakanlık dönemi, iki ülke arasındaki stratejik işbirliğinin temellerinin atılmasında önemli bir rol oynamış ve bu süreç, sonraki yıllarda da devam etmiştir. Türkiye’nin dış politikası, Ortadoğu’daki karmaşık dengeleri göz önünde bulundurmak zorunda kalmış ve bu nedenle İsrail ile ilişkilerde zaman zaman gerilimler yaşanmıştır. Ancak, İsrail ile kurulan bu ilişkilerin derinliği ve çeşitliliği, Türk dış politikasının şekillenmesinde etkili olmuştur.