Nijerya'da su kuyusu açtırmak kaç lira ?

Irem

New member
Nijerya’da Su Kuyusu Açtırmak Kaç Lira? Sadece Bir Rakam Sorusu mu, Yoksa Bir Kültür Meselesi mi?

Geçen gün bir forumda şöyle bir başlık gördüm: “Nijerya’da su kuyusu açtırmak kaç lira?”

İlk anda bu sorunun sade bir maliyet merakı gibi geldiğini düşündüm. Fakat sonra fark ettim ki, bu soru sadece bir fiyat değil, bir kültür, bir dünya görüşü, hatta bir vicdan meselesine dokunuyor. Çünkü su, bazı toplumlar için sıradan bir ihtiyaç değil; hayatın kendisi.

Konuya biraz daha derin bakınca, bu mesele sadece “kaç lira”yla değil, “kim için” ve “neden” sorularıyla da anlam kazanıyor.

---

Su Kuyusu Açtırmak: Bir Yardım Değil, Bir Adalet Eylemi

Nijerya, Afrika kıtasının en kalabalık ülkesi. Ancak nüfusun büyük bir kısmı hâlâ temiz suya erişimden mahrum. Kırsal bölgelerde kadınlar ve çocuklar kilometrelerce yürüyerek su taşıyor. Bu nedenle birçok hayır kuruluşu, birey veya topluluk Nijerya’da su kuyusu açtırmak için kampanyalar düzenliyor.

Bugün ortalama bir su kuyusu açtırmanın maliyeti, kuyunun derinliğine, bölgesine ve kullanılan malzemelere göre değişse de yaklaşık 50.000 ila 150.000 Türk Lirası arasında. Fakat bu fiyat sadece ekonomik bir değer değil; aynı zamanda kültürel bir karşılık taşıyor. Çünkü her toplum, suyu farklı bir anlamla sahipleniyor.

---

Batı Dünyası: Stratejik Gelişim ve Bireysel Başarı Odaklı Yaklaşım

Batı kültürlerinde — özellikle de erkeklerin baskın olduğu yardım organizasyonlarında — su kuyusu açma projeleri genellikle stratejik hedeflerle planlanıyor.

Bu yaklaşımda “yardım etmek” bir vizyonun parçası, bir başarı göstergesi. Erkekler bu konuda genellikle ölçülebilir sonuçlar, sürdürülebilir planlar ve stratejik etkiler üzerine konuşuyor.

Bir forum kullanıcısı şöyle yazmıştı:

> “Bizim ekibimiz geçen yıl Nijerya’da 12 kuyu açtı. Şimdi orada 3.000 kişi temiz suya ulaşabiliyor. Hedefimiz önümüzdeki yıl 20 kuyu.”

Bu yaklaşımda bir disiplin, bir proje yönetimi var. Fakat bazen duygusal bağın eksikliği hissediliyor. Yardım, bir görev gibi yapılıyor.

Batı erkeği için bu, “başarıyla tamamlanmış bir görev”dir. Ama Afrika’daki bir anne için o kuyu, “çocuğunun sabah okula giderken su bulabileceği” bir yaşam simgesidir.

---

Afrika Kültürleri: Su, Birlik ve Yaşamın Kalbi

Afrika toplumlarında suyun anlamı sadece içmekle sınırlı değil; su, topluluğun ruhunu temsil eder.

Kadınlar sabah erkenden köy meydanında buluşur, su dolu kaplarını paylaşır, sohbet eder. Su sadece hayat değil, aynı zamanda iletişimdir.

Bir Nijeryalı kadının sözleri bunu çok güzel anlatır:

> “Su bulduğumuzda, konuşuruz, güleriz, birbirimize yardım ederiz. Kuyular sadece su değil, bizi yeniden bir araya getiriyor.”

İşte burada kadınların empatik ve ilişkisel yaklaşımı devreye giriyor. Onlar için su kuyusu, bir toplumsal dönüşüm aracıdır. Erkekler çoğunlukla altyapı, harcama, verimlilik konuşurken; kadınlar insanların yüzündeki mutluluğu, çocukların sağlıkla büyümesini düşünür.

---

Türkiye Perspektifi: Yardım Etmenin Kültürel Yüzü

Türkiye’de son yıllarda birçok hayırsever, özellikle dini motivasyonla Afrika’da su kuyusu açtırıyor.

Bazıları bunu sadaka-i cariye olarak görüyor, bazıları ise toplumsal sorumluluk bilinciyle hareket ediyor.

Ancak burada da dikkat çekici bir fark var: Erkekler genellikle projenin finansal kısmıyla ilgilenirken, kadınlar duygusal tarafını üstleniyor.

Bir erkek kullanıcı yazmıştı:

> “Kuyunun maliyeti şu kadar, şu bölgede açtırdık, rapor geldi.”

Bir kadın kullanıcı ise şöyle demişti:

> “Kuyunun yanına çocukların oyun oynadığı bir alan da yapmışlar, fotoğraflarda yüzlerindeki mutluluğu görünce ağladım.”

İşte bu fark, kültürel değil, insani bir fark aslında: erkekler eylemi sonuçla ölçerken, kadınlar anlamla ölçüyor.

---

Küresel Ekonomi, Yerel Gerçekler

Su kuyusu maliyetini konuşurken, döviz kurlarını, işçilik ücretlerini veya lojistik masraflarını tartışabiliriz. Ancak asıl mesele, bu ekonomik parametrelerin insanların hayatına nasıl dokunduğudur.

Küresel ekonomide bir kuyu maliyeti 2.000 dolar civarında olabilir. Ama Nijerya’da bu rakam, bir köyün kaderini değiştirebilir.

Bir yer için sadece bir proje olan şey, başka bir yer için yaşamın ta kendisidir.

Burada erkekler genellikle sorunu çözmek için teknik detaylara odaklanıyor:

> “Pompa sistemi kaç yıl dayanır, maliyet/fayda oranı nedir?”

Kadınlar ise genellikle toplumsal sonuçlara dikkat çekiyor:

> “Kuyular açıldığında kız çocukları okula gitmeye başladı mı?”

Bu farklı odaklar, dünyanın her yerinde değişmeyen bir dengeyi gösteriyor: Strateji akıldan gelir, ama dönüşüm kalpten doğar.

---

Forumda Bir Tartışma: Yardım mı, Gösteriş mi?

Bir forumda bu konuyu açtığınızda mutlaka şu iki yorum türüyle karşılaşırsınız:

Bir taraf “İyi niyetle yapılmış her yardım değerlidir.” der.

Diğer taraf ise “Bu işler artık sosyal medya gösterisine döndü.” diye eleştirir.

Aslında ikisi de haklı. Çünkü yardımların bazıları gerçekten kalpten geliyor, bazıları ise imaj inşasının bir parçası.

Ama belki de asıl mesele şudur: yardımın niyetinden çok, sonucunun kalıcılığı.

Bir erkek kullanıcı şöyle yazmıştı:

> “Kuyuların sürdürülebilirliği için bakım planı yapılmazsa üç ayda bozuluyor.”

Bir kadın kullanıcı da şu cevabı vermişti:

> “O kuyuların bozulmaması için köydeki kadınlara eğitim verelim, suyun sorumluluğunu onlar üstlensin.”

Bu iki yaklaşım birleştiğinde ortaya gerçek çözüm çıkıyor: aklın planı, kalbin emeğiyle tamamlanıyor.

---

Sonuç: Bir Kuyu, Bir Dünya

Nijerya’da su kuyusu açtırmanın maliyeti belki bir fiyatla ölçülebilir, ama anlamı hiçbir para birimiyle ölçülemez.

Bir erkeğin gözünde o kuyu bir proje başarısıdır; bir kadının kalbinde ise yaşamın yeniden filizlenmesidir.

Su, insanın hem bedensel hem ruhsal varlığını besleyen tek evrensel dil.

Bir kuyu açıldığında, sadece toprak değil, umut da kazılır.

Ve belki de asıl soru şu olmalı:

Bir kuyunun maliyeti kaç lira değil, kaç kalbe dokunuyor?

Peki siz ne düşünüyorsunuz forum dostlarım?

Yardım dediğimiz şey gerçekten paylaşmak mı, yoksa vicdanımızı rahatlatmak mı?

Ve en önemlisi: bir toplumun geleceği, bireysel başarıda mı, yoksa birlikte su içebildiği dayanışmada mı saklı?